susamak

listen to the pronunciation of susamak
Türkisch - Englisch
be thirsty
thirst

I can't help being thirsty. - susamaktan kendimi alamıyorum

(Gıda) thirsty

I can't help being thirsty. - susamaktan kendimi alamıyorum

long
to be thirsty; to thirst for, to hunger after sb/sth
feel thirst
hunger after
feel thirsty
thirst for
to thirst for, long for
to get thirsty; to be thirsty
(bir şeye) raven
thirst after
susa
{f} thirst

I am thirsty. I would like to have a cup of coffee. - Çok susadım. Bir fincan kahve istiyorum.

I'm drinking water because I'm thirsty. - Susamış olduğum için su içiyorum.

susa
feel thirst
susa
feel thirsty
susa
thirst for

Sharks are notorious for having a thirst for blood. - Köpekbalıkları kana susamış olmalarıyla kötü bir üne sahiptirler.

We drown in information but thirst for knowledge. - Bilgi içinde boğulduk ama bilgiye susadık.

canına susamak
to thirst for one's blood
eceline susamak
to court death
eceline susamak
to run into the jaws of death, to be daredevil
susama
thirst

Before going to bed, a real programmer puts on the bedside table two glasses: one with water to drink during the night, and another empty, in case he won't be thirsty. - Gerçek bir programcı yatmadan önce komodine iki bardak koyar: biri gece boyunca içmek için su dolu ve susamayacağı ihtimaline karşın diğeri boş.

Tom offered Mary something to drink, but she said she wasn't thirsty. - Tom Mary'ye içecek bir şey teklif etti ama o susamadığını söyledi.

ölümüne susamak
to court death, gamble with one's life
ölümüne susamak
to run into the jaws of death
Englisch - Englisch

Definition von susamak im Englisch Englisch wörterbuch

Susa
the capital of Elam, on the site of present day Shush
susa
a port city in eastern Tunisia on the Mediterranean
Türkisch - Türkisch
Su içme ihtiyacı duymak: "Yazın susamışken, birdenbire bir soğuk su içtiniz mi, bir sancı, bir ağırlık oturuverir."- S. F. Abasıyanık. Çok istemek, zorlu bir ihtiyaç duymak, özlemek: "Sinemaya susamış bir mevsim başı kalabalığı."- A. İlhan
Çok istemek, zorlu bir ihtiyaç duymak, özlemek
Su içme ihtiyacı duymak
(Osmanlı Dönemi) GALLE
(Osmanlı Dönemi) CÜVAD
(Osmanlı Dönemi) LEVH
(Osmanlı Dönemi) TEATTUŞ
Susama
(Osmanlı Dönemi) BEHAS
Susama
(Osmanlı Dönemi) İLTİYAH
Susama
(Osmanlı Dönemi) ŞUVAZ
susa
Yapılmış yol
susa
Yol boyunca
susama
Susamak işi
susamak
Favoriten