Araba dijital kontrollü klima ile donatılmıştır.
- The car is equipped with digitally controlled air conditioning.
Tüm polis arabaları kurşun geçirmez cam ile donatılmış.
- All the police cars were equipped with bulletproof glass.
O bir yolculuk için donanımlıydı.
- He was equipped for a trip.
Onu yapmak için donanımlı değilim.
- I'm not equipped to do that.
Gemi radarla donatılmamış.
- The ship is not equipped with radar.
Tekne radar ile donatılmıştı.
- The boat was equipped with radar.