Tom takım elbise giymez.
- Tom doesn't wear suits.
Aktör takım elbiselerini terziye diktirirdi.
- The actor used to have the tailor make his suits.
O kırmızı kravat takım elbisene uymuyor-Niçin yeşil olanını takmıyorsun?
- That red tie doesn't go with your suit. Why don't you wear the green one?
Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
- I want a suit made of this material.
O mağazada bu hafta erkek takımları satılıyor.
- Men's suits are on sale this week at that department store.
O kırmızı kravat takım elbisene uymuyor-Niçin yeşil olanını takmıyorsun?
- That red tie doesn't go with your suit. Why don't you wear the green one?
Diğer takım elbiseye gücün nasıl yetebilir?
- How can you afford another suit?
Yeni takım elbiseni nerede yaptırdın?
- Where did you have your new suit made?
Bavulumu açmak zorunda kaldım.
- I had to open my suitcase.
Bavullarımı açmak zorundayım.
- I have to unpack my suitcases.
Tom, Mary'ye valizini taşımayı teklif etti ama Mary, valizi kendisinin taşımak istediğini söyledi.
- Tom offered to carry Mary's suitcase, but she told him she wanted to carry it herself.
Bu bavulda tekerlekler yok.
- There are no wheels on this suitcase.
Sami, Leyla'ya karşı dava açtı.
- Sami launched a suit against Layla.
Doktora bir dava açtım.
- I brought a suit against the doctor.
Geppetto'nun cebinde bir kuruşu yoktu, bu yüzden oğluna çiçekli bir kağıttan küçük bir takım, bir ağacın kabuğundan bir çift ayakkabı ve biraz hamurdan küçük bir kep yaptı.
- Geppetto did not have a penny in his pocket, so he made his son a little suit of flowered paper, a pair of shoes from the bark of a tree, and a tiny cap from a bit of dough.
Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.
- He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor.
Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.
- He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor.
So went he suited to his watery tomb. —Shakespeare.
Every five and thirty years the same kind and suit of weather comes again. — Francis Bacon.
Give me not an office That suits with me so ill. — Joseph Addison.
If you take my advice, you'll file suit against him immediately.
Nick hired a navy-blue suit for the wedding.
Rebate your loves, each rival suit suspend, Till this funereal web my labors end. —Alexander Pope.
Raise her notes to that sublime degree Which suits song of piety and thee. — Matthew Prior.
To deal and shuffle, to divide and sort Her mingled suits and sequences. — William Cowper.
Be sure to keep your nose to the grindstone today; the suits are making a surprise visit to this department.
... And then I can just pick one that suits my budget. ...