suitability or receptiveness to be acted upon

listen to the pronunciation of suitability or receptiveness to be acted upon
Englisch - Türkisch

Definition von suitability or receptiveness to be acted upon im Englisch Türkisch wörterbuch

ability
hüner
ability
{i} beceri

Bir kişinin kazanabileceği en değerli beceri, kendini düşünebilme yeteneğidir. - The most valuable skill one can acquire is the ability to think for oneself.

Sosyal medya gençlerin sözel iletişim becerilerini kısıtlıyor olabilir. - Social media may be inhibiting the ability of young people to communicate verbally.

ability
yetenek

Yetenek farkını onlara gösterdim. - I showed them the difference of ability.

Biz onun yetenekli bir adam olduğunu kabul ediyoruz. - We admit that he is a man of ability.

ability
kabiliyet

Tom kesinlikle patron olma kabiliyetine sahip. - Tom definitely has the ability to be the boss.

Bir ülkenin ekonomik gücü sadece üretme kabiliyetinde değil aynı zamanda tüketme yeteneğinde de bulunur. - The economic strength of a country lies not alone in its ability to produce, but also in its capacity to consume.

ability
{i} yeterlik
ability
{i} güç

Zayıflığı gösterme yeteneği bir güçtür. - The ability to show weakness is a strength.

ability
{i} iktidar
ability
istidat
ability
ustalık
ability
liyakat
ability
becerik
ability
kudret abilities kabiliyetler
ability
huk ehliyet
ability
melekeler
ability
(Tekstil) vasıf ( özellik )
Englisch - Englisch
ability

This phone has the ability to have its software upgraded wirelessly.

suitability or receptiveness to be acted upon
Favoriten