sufficient, adequate

listen to the pronunciation of sufficient, adequate
Englisch - Türkisch

Definition von sufficient, adequate im Englisch Türkisch wörterbuch

enough
{s} kâfi

O şimdilik kâfi gelecektir. - That will be enough for the time being.

enough
yeter

On bin yen yeterli mi? - Is ten thousand yen enough?

Twitter yeterince iyi değil. - Twitter is not good enough.

enough
{s} yeterli

Tom şehirde yaşamak için yeterli para kazanıyor mu? - Does Tom earn enough money to live in the city?

Yeterli param olsa,o hoş arabayı alırım. - If I had enough money, I would buy that nice car.

enough
yeterince

Twitter yeterince iyi değil. - Twitter is not good enough.

Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa. - This story is short enough to read in one lesson.

enough
elverir
enough
çıkışmak
enough
interj. yeter, bıktım
enough
yeteri kadar

Annem yeteri kadar masum bir halde Biraz daha bira ister misin? diye sordu. - Mom was innocent enough to ask him: Would you like any more beer?

Sadece yeteri kadar kaynatılır. - It is boiled just enough.

enough
bes

Bu herkesi beslemek için yeterli yiyecek değil. - This isn't enough food to feed everyone.

O, köpeğini her gün etle beslemek için yeterince zengin değildi. - She wasn't wealthy enough to feed her dog meat every day.

enough
oddly enough işin tuhaf tarafı şu ki
enough
(İnşaat) yeterli, kafi
enough
{i} yeterli miktar

Burada yeterli miktara sahibiz. - We've got enough here.

Bu, yeterli miktardan daha fazla - It's more than enough.

enough
{ü} bıktım
enough
{s} yeterli, kâfi. z. kâfi derecede
enough
I have had enough ofArtık ondan bıktım Burama kadar geldi
Englisch - Englisch
{s} enough
sufficient, adequate
Favoriten