Birçok asker savaşta kötü yaralardan acı çekti.
- Many soldiers suffered terrible wounds in the battle.
Sen yeterince acı çektin.
- You've suffered enough.
Acı çekmek insanoğlunun alnına yazılmıştır.
- Man is destined to suffer.
Bazılarına göre hayat zevktir, diğerlerine göre acı çekmektir.
- To some life is pleasure, to others suffering.
Sessizce acı çekmek zorunda değilsiniz.
- You don't need to suffer in silence.
Acı çekmek insanoğlunun alnına yazılmıştır.
- Man is destined to suffer.
Çile çekmekten saçı ağardı.
- Her hair grayed with suffering.
Onun yaşında saç dökülmesine uğramak çok üzücü.
- Suffering from hair loss at her age is so sad.
Bir araştırmaya göre, dünyada bir milyar kişi yoksulluktan sıkıntı çekiyor.
- According to a survey, 1 billion people are suffering from poverty in the world.
Hasta halüsinasyonlardan sıkıntı çekiyor.
- The patient suffers from hallucinations.
He's suffering from the flu this week.
I hope you never have to suffer the same pain.
the holie ghoste doth manifestlie expresse, saying: I suffer not that women usurpe authoritie above man:.
At least he didn't suffer when he died in the car crash.
... Village already suffered something ...
... suffered some serious blows or more than three decades even before the Great ...