Aniden yağmur yağmaya başladı.
- It suddenly started raining.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- Suddenly rain began to fall.
Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
- Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
O birdenbire çok mutlu oldu.
- He was suddenly very happy.
Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
- Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
Dewey birdenbire bir kahraman oldu.
- Dewey was suddenly a hero.
İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.
- Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.
kedi ipin üzerinde kasılarak yürüyordu, ansızın evin içine koştu.
- The cat was strutting around the yard, when it suddenly ran into the house.
Birden bire ne olduğunu fark ettim.
- I suddenly realized what was happening.
Birden bire kör olsan ne yaparsın?
- If you became blind suddenly, what would you do?
... express suddenly emerging ...
... For reasons we may never know, our universe suddenly erupts. ...