Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.
- Some people identify success with having much money.
Başarın hakkında endişeleniyorum.
- I'm worrying about your success.
Bu fantezi kitap gösterişli çok güzel büyülerin bir birbirini izlemesidir ve onun yerine bu onu sıkıcı yapar.
- This fantasy book is a succession of really flashy magical spells and that makes it boring instead.
Çabalarının başarıyla sonuçlanacağından eminim.
- I'm sure your efforts will result in success.
Kendi kendine şöyle dedi: Bu operasyon başarıyla sonuçlanacak mı?
- He said to himself, Will this operation result in success?
Kaçış denemesi başarılıydı.
- His escape attempt was successful.
Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
- The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
Çalışkanlık onu başarıya götürdü.
- Diligence led him to success.
Senin nasihatın beni başarıya götürdü.
- Your advice led me to success.
His third attempt to pass the entrance exam was a success.
The new range of toys has been a resounding success.