successful, fortunate, lucky

listen to the pronunciation of successful, fortunate, lucky
Englisch - Türkisch

Definition von successful, fortunate, lucky im Englisch Türkisch wörterbuch

prosperous
müreffeh

Uzun ve müreffeh bir hayat yaşa. - Live a long and prosperous life.

O kasaba müreffeh görünüyordu. - That town looked prosperous.

prosperous
feyizli
prosperous
{s} yolunda
prosperous
muvaffakıyetli
prosperous
bayındır
prosperous
abad
prosperous
abat
prosperous
mamur
prosperous
zengin

Zengin doktor mutlu değildir. - The doctor, who is prosperous, is not happy.

Bu ülke hiç bu kadar zengin olmamıştı. - This country has never been so prosperous.

prosperous
gönençli
prosperous
Hâli vakti yerinde
prosperous
{s} kazançlı
prosperous
{s} uygun
prosperous
{s} başarılı

Kraliçe Elizabeth'in uzun ve başarılı bir hükümdarlığı vardı. - Queen Elizabeth had a long and prosperous reign.

Kralın uzun ve başarılı bir saltanatı vardı. - The king had a long and prosperous reign.

prosperous
{s} refah

Gelecek iki yılın refah olması beklenmiyor. - The next two years are not expected to be prosperous.

prosperous
{s} şanslı
prosperous
{s} elverişli
Englisch - Englisch
{a} prosperous
successful, fortunate, lucky
Favoriten