Tom ve Mary üniversiteden mezun olduktan sonraki hafta evlendiler.
- Tom and Mary got married the week after they graduated from college.
Ben sadece öğleden sonraki toplantıya katılamayacağımı sana bildirmek istiyorum.
- I just want to let you know that I can't attend this afternoon's meeting.
Biz onun arkasından odaya girdik.
- We entered the room after him.
Köpek sahibinin arkasından gitti.
- The dog tagged along after his master.
O açlık ve yorgunluk yüzünden bayıldı, ancak bir süre sonra kendine geldi.
- He fainted with hunger and fatigue, but came to after a while.
O, kötü bir soğuk algınlığı yüzünden yatakta olan kızkardeşine baktı.
- She looked after her sister, who was in bed with a bad cold.
Tom dün gece üçten sonrasına kadar uyuyamadı.
- Tom couldn't get to sleep till after three last night.
Tom gece yarısı sonrasına kadar eve gitmedi.
- Tom didn't get home until after midnight.
Ben öğleden sonraları sık sık verandanın üstüne oturup okurum.
- I often sit on the porch and read in the afternoon.
Tom Pazartesi öğleden sonraları genellikle çalışmak zorunda değildir.
- Tom usually doesn't have to work on Monday afternoons.
Okuldan sonra onun hakkında konuşalım.
- Let's talk about it after school.
Biz okuldan sonra her zaman birçok şey hakkında konuştuk.
- We always talked about a lot of things after school.
Japonya'da ebeveynler yaşlandıklarında geleneklere göre çocukları tarafından bakılırlar.
- When parents get old in Japan, they are customarily looked after by their children.
Ben bu öğleden sonra Mary'yi göreceğim.
- I'm going to see Mary this afternoon.
Fırtınadan sonra gelen sakinlik.
- The calm that comes after the storm.