Tom sersemlemiş ama mutluydu.
- Tom was stunned, but elated.
Tom cevap veremeyecek kadar çok sersemlemişti.
- Tom was too stunned to respond.
Ben konuşmak için çok serseme dönmüştüm.
- I was too stunned to talk.
Tom serseme dönmüş görünmüyordu.
- Tom didn't seem stunned.
Herkesin ağzı açık kalmıştı.
- Everybody was stunned.
Odadaki herkes ne meydana geldiğiyle ilgili sersemledi.
- Everyone in the room was stunned by what happened.
Tom öyle sersemledi ki zorlukla konuşabiliyor.
- Tom is so stunned he can hardly speak.
Sami bir şok silahı satın aldı.
- Sami bought a stun gun.
In many European countries cattle have to be stunned before slaughtering.
... Every time I watch them, I'm stunned by the creativity and ...