Definition von stufen im Englisch Türkisch wörterbuch
- stairs
- merdiven
O, merdivenden düştü.
- He fell down the stairs.
Merdivenlerden yukarı gelen birisi var.
- There's somebody coming up the stairs.
- shoulders
- eğin
- stairs
- basamaklı merdiven
- stairs
- basamaklar
Basamaklardan düşüp başımı vurdum.
- I fell down the stairs and hit my head.
- steps
- (Bilgisayar) basamaklar
Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
- If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
Tom basamaklarda oturuyordu.
- Tom was sitting on the steps.
- steps
- (Spor) topla yürüme
- stairs
- pilleken
- steps
- seyyar merdiven
- levels
- düzeyler
Kolesterol düzeylerinizi kontrol ettirmeniz gerekir.
- You should have your cholesterol levels checked.
- shoulders
- omuzlar
Sorumluluğu omuzlarıma alacağım.
- I'll take the responsibility on my shoulders.
Tom Mary'yi omuzlarında taşıdı.
- Tom carried Mary on his shoulders.
- stages
- evreler
- stages
- aşamalarında
Sen Alzheimer'in erken aşamalarındasın.
- You're in the early stages of Alzheimer's.
- tiers
- sıralar
- stairs
- {i} merdivenler
Merdivenlerden yukarı gelen birisi var.
- There's somebody coming up the stairs.
Tom merdivenlerden aşağıya koştu.
- Tom ran down the stairs.
