İngilizce çalışmaya ne zaman başladınız?
- When did you begin studying English?
Tarih çalışmayı severim.
- I like studying history.
Zamanımın çoğunu Fransızca çalışarak geçirdim.
- I spent a lot of my time studying French.
Bütün günü Fransızca çalışarak geçirdim.
- I spent all day studying French.
Amerikan dramasını çalışıyorum.
- I'm studying the American drama.
Tarih çalışmayı severim.
- I like studying history.
Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
- Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
Dilleri incelemek inanılmazdır.
- Studying languages is incredible.
Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım.
- I'll have to study ten hours tomorrow.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım.
- I'll have to study ten hours tomorrow.
Teste çalışmak için evde kaldın mı?
- Did you stay home to study for the test?
Okyanus araştırmasının geleceğini onun geçmişiyle tahmin edeceksek birçok heyecan verici keşifleri elbette dört gözle bekleriz.
- If we are to judge the future of ocean study by its past, we can surely look forward to many exciting discoveries.
Araştırma turuna katıldım.
- I joined the study tour.
Erkek kardeşim hukuk öğrenimi için Amerika'ya gitti.
- My brother went to the United States to study law.
Öğrenim yapmak gerçekten kolay bir şey değildir.
- Studying really isn't something easy.
Profesör Kay kırk yıldır böcekleri araştırmaktadır.
- Professor Kay has been studying insects for forty years.
Bilimin gerçek tanımı, dünyanın güzelliğini araştırmaktır.
- The real definition of science is that it's the study of the beauty of the world.
Yabancı bir dil öğrenmek zordur.
- Studying a foreign language is hard.
İngilizce öğrenmek için Amerika'ya gitti.
- He went to America to study English.
Onun çalışma odası parka bakıyor.
- His study faces the park.
Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar.
- He often shuts himself up in the study and writes things like this.
Tom Fransızca öğrenme niyetiyle Fransaya geldi.
- Tom came to France with the intention of studying French.
Çince öğrenmek çok zor gibi görünse de, düşündüğünüz kadar zor değil.
- Although it seems very difficult to study Chinese, it's not as hard as you think.
Neden yurtdışında öğrenim görmek istiyorsunuz?
- Why do you want to study abroad?
Öğrenim görmek için İngilizce konuşan bir ülkeye gidemiyorsanız, belki İngilizce öğrenmenize yardım edebilecek yakında yaşayan ana dili İngilizce olan birini bulabilirsiniz.
- If you can't go to an English-speaking country to study, perhaps you can find an English native speaker living nearby that can help you learn English.
Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker.
- In preparation for painting a portrait, my friend takes many photographs in order to study the subject closely.
Biz Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.
- We went to the museum to study Japanese history.
Biz aynı sınıfta İngilizce öğrenimi görmekteyiz.
- We study English in the same class.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.
- But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London.
Yurtdışında okumaya karar verdim.
- I decided to go abroad to study.
Yurtdışında okumaya karar verdim.
- I made a decision to study abroad.
Çalışma yapmak için çok yorgunum.
- I'm too tired to do study.
Neden yurtdışında okumak istiyorsunuz?
- Why do you want to study abroad?
Üniversitede ne okumak istiyorsun?
- What do you want to study at college?
Tom yaşamını bu olguyu incelemeye adamış.
- Tom devoted his life to the study of this phenomenon.
Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
- Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
Biraz daha çok çalışmayı denemeni tavsiye ediyorum.
- I recommend you try studying a bit harder.
Kütüphanede çalışmayı denemek isteyebilirsin.
- You might want to try studying in the library.
Öğretmenin konuşması, Mary'nin daha sıkı çalışması için gayrete getirir.
- The teacher's talk stimulates Mary to study harder.
Biologists study living things.
I need to study my biology notes.
The study of languages is fascinating.
Thenne the kyng sat in a study and bad his men fetche his hors as faste as euer they myghte.
I study medicine at the university.
He studied the map in preparation for the hike.
I made a careful study of his sister.
My study was to avoid disturbing her.
... would be studying strategies. ...
... They say, oh, the reason I'm studying math and science is ...