Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
- If he studied hard, he could pass the test.
Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
- If she studied hard, she could pass the test.
Kuzenim Teddy Fransızcayı üniversitede asıl branş olarak aldı ve bir yıl Paris'te okudu.
- My cousin Teddy majored in French in college and studied in Paris for one year.
Kuşların uçuşunu okudu.
- He studied the flight of birds.
Dilleri incelemek inanılmazdır.
- Studying languages is incredible.
Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker.
- In preparation for painting a portrait, my friend takes many photographs in order to study the subject closely.
Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.
- I should study now, but I prefer staying on Tatoeba.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
Teste çalışmak için evde kaldın mı?
- Did you stay home to study for the test?
Arapça çalışmak istiyorum.
- I would like to study Arabic.
Tom bütün hayatını köpek balıklarını araştırmaya adadı.
- Tom devoted his whole life to studying sharks.
Bir araştırmaya göre her yıl 53.000 Amerikalı pasif içicilik sonucu ölüyor.
- A study reports that 53,000 Americans die each year as a result of secondhand smoke.
Gelecek yıl yurtdişinda öğrenim yapmak istiyorum.
- I want to study abroad next year.
Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
- Although the pressure of studying at the University of Cambridge is very high, many students still have time to go out and have fun.
Profesör Kay kırk yıldır böcekleri araştırmaktadır.
- Professor Kay has been studying insects for forty years.
Bilimin gerçek tanımı, dünyanın güzelliğini araştırmaktır.
- The real definition of science is that it's the study of the beauty of the world.
Çince öğrenmek çok zor gibi görünse de, düşündüğünüz kadar zor değil.
- Although it seems very difficult to study Chinese, it's not as hard as you think.
İngilizce öğrenmek için Amerika'ya gitti.
- He went to America to study English.
Çalışma odasında bir sürü kitap var.
- There are plenty of books in his study.
Onun çalışma odası parka bakıyor.
- His study faces the park.
O, müzik öğrenmek için İtalya'ya gitti.
- He went to Italy in order to study music.
Çince öğrenmek çok zor gibi görünse de, düşündüğünüz kadar zor değil.
- Although it seems very difficult to study Chinese, it's not as hard as you think.
Neden yurtdışında öğrenim görmek istiyorsunuz?
- Why do you want to study abroad?
Hayalim, Paris'te Fransızca öğrenim görmektir.
- My dream is to study French in Paris.
Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
- Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker.
- In preparation for painting a portrait, my friend takes many photographs in order to study the subject closely.
Biz aynı sınıfta İngilizce öğrenimi görmekteyiz.
- We study English in the same class.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
Tarih çalışmayı severim.
- I like studying history.
Yurtdışında okumaya karar verdim.
- I decided to go abroad to study.
Üniversitede ne okumak istiyorsun?
- What do you want to study at college?
Çalışma yapmak için çok yorgunum.
- I'm too tired to do study.
Neden yurtdışında okumak istiyorsunuz?
- Why do you want to study abroad?
On aydır Çin'de okumaktayım.
- I've been studying in China for ten months.
Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı.
- He built an observatory to study the stars.
Biz Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.
- We went to the museum to study Japanese history.
Kütüphanede çalışmayı denemek isteyebilirsin.
- You might want to try studying in the library.
Biraz daha çok çalışmayı denemeni tavsiye ediyorum.
- I recommend you try studying a bit harder.
Öğretmenin konuşması, Mary'nin daha sıkı çalışması için gayrete getirir.
- The teacher's talk stimulates Mary to study harder.
Biologists study living things.
I need to study my biology notes.
The study of languages is fascinating.
Thenne the kyng sat in a study and bad his men fetche his hors as faste as euer they myghte.
I study medicine at the university.
He studied the map in preparation for the hike.
I made a careful study of his sister.
My study was to avoid disturbing her.
... plan. You obviously studied up on ' on my plan. In fact, I do have a plan that deals ...
... she studied at Harvard and UC Berkeley-- ...