Tom'un çok burnu havada.
- Tom is very stuck up.
Tanıdığım herkes Tom'un kibirli olduğunu düşünüyor.
- Everybody I know thinks Tom is stuck up.
Evde mahsur kalmaktan bıktım.
- I'm sick of being stuck at home.
Bütün gün bir ofiste mahsur kalmak istemiyorum.
- I don't want to be stuck in an office all day.
Kar fırtınasından dolayı Tom Boston'da mahsur kaldı.
- Because of the snow storm, Tom was stuck in Boston.
Onlar dört saat boyunca asansörde mahsur kaldılar.
- They were stuck in the elevator for four hours.
Burada seninle çıkmazda olduğumu mu söylüyorsun?
- Are you telling me I'm stuck here with you?
Bütün gün bir ofiste mahsur kalmak istemiyorum.
- I don't want to be stuck in an office all day.
Boğazımda yapışmış bir balık kılçığı var.
- I got a fish bone stuck in my throat.
Tek kanıt, iç çamaşırına yapışmış sperm iziydi.
- The only evidence was the traces of semen stuck to the underwear.
Boğazımda takılmış bir balık kılçığını çıkarmayı denemek istiyorum.
- I want to try and get a fish bone stuck in my throat.
Sonra küçük Gerda, onun göğsüne dökülen, oradan kalbine nüfuz edip, buz kalıbını eriten ve orada saplanmış olan küçük cam parçasını alıp götüren sıcacık gözyaşlarını döktü.
- Then little Gerda wept hot tears, which fell on his breast, and penetrated into his heart, and thawed the lump of ice, and washed away the little piece of glass which had stuck there.
Arabam çamura saplanmış. Onu dışarı itmem için bana yardımcı olabilir misin?
- My car is stuck in the mud. Could you help me push it out?
Sonra küçük Gerda, onun göğsüne dökülen, oradan kalbine nüfuz edip, buz kalıbını eriten ve orada saplanmış olan küçük cam parçasını alıp götüren sıcacık gözyaşlarını döktü.
- Then little Gerda wept hot tears, which fell on his breast, and penetrated into his heart, and thawed the lump of ice, and washed away the little piece of glass which had stuck there.
Tom bir trafik sıkışıklığında saplanıp kaldı.
- Tom got stuck in a traffic jam.
Tom'un kibirli olduğunu düşünüyorum.
- I think Tom is stuck-up.
Bill Mary'ye aşık gibi görünüyor.
- Bill seems to be stuck on Mary.
Can you shift this gate? I think it's stuck.
I'm stuck on this question in the test.
The rich people in that neighborhood were stuck up and not friendly at all.
I am afraid I will get stuck if I try to fit through that tiny door.
He's really getting stuck in to his new job as chief executive. He's sacked half the boardroom staff already.
Dinner's ready! Quick, get stuck into it!.
If you really want to get stuck into a bit of archaeology, check out the Archaeological Resource Centre .
Why are you getting stuck into me all of the sudden? I didn't do anything!.
... And I got stuck on the rocket. ...
... they're stuck. And this is the reason why AARP has said that your plan would weaken ...