O, sadece gitarı nasıl tıngırdatacağını biliyor.
- He only knows how to strum the guitar.
Tom gitar tıngırdatırken bir ağacın altında oturdu.
- Tom sat under a tree, strumming his ukulele.
Tom gitarını tıngırdatmaya başladı.
- Tom started strumming his guitar.