Mücadele etmek zorunda değilsin.
- You don't have to struggle.
Paleolitik olarak bilinen dönem sırasında, insan hayatta kalmak için mücadele etmek zorundaydı.
- During the time period known as Paleolithic, man had to struggle for his survival.
Hep mücadele etmek zorundaydık.
- We always had to struggle.
Paleolitik olarak bilinen dönem sırasında, insan hayatta kalmak için mücadele etmek zorundaydı.
- During the time period known as Paleolithic, man had to struggle for his survival.
Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.
- After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.
Bu savaş, bir yaşam ya da ölüm mücadelesi gibi görünüyordu.
- That fight seemed like a life-or-death struggle.
Aslan kafesinden dışarı çıkmak için mücadele etti.
- The lion struggled to get out of his cage.
Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.
- After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.
Tom ve Mary sonunda kavuşabilmek için savaştılar.
- Tom and Mary struggled to make ends meet.
Bir savaş işareti yok.
- There's no sign of a struggle.
Tom tepeye tırmanmak için çabaladı.
- Tom struggled to climb to the top.
Tom geçimini yapmak için çabaladı.
- Tom struggled to make ends meet.
Tom geçimini yapmak için çabaladı.
- Tom struggled to make ends meet.
Tom nasıl hissettiğini ifade etmek için çabaladı.
- Tom struggled to express how he felt.
Birkaç ay boyunca uğraştım.
- I struggled for a few months.
Bir süre boyunca onunla uğraştık.
- We struggled with it for a while.
Tom mücadele etmeyi durdurdu.
- Tom stopped struggling.
During the centuries, the people of Ireland struggled constantly to assert their right to govern themselves.
My struggle-buggy was getting to look like a rinky-dink old tin can on wheels, so when I got back to Chicago that Fall I traded it in for a Willys Knight brougham sedan.
Thenceforth, the class-struggle, practically as well as theoretically, took on more and more outspoken and threatening forms.
Environmentalists face an uphill struggle convincing people to use their cars less. We're trying to expand our business, but it's an uphill battle.
... that's how it all started you know going to my own and and financial struggle and ...
... We certainly struggle with people like Microsoft. ...