İlişkimiz tam anlamıyla profesyonel.
- Our relationship is strictly professional.
Burada sigara içmek kesinlikle yasaktır.
- Smoking is strictly forbidden here.
Bu kesinlikle aramızdadır.
- This is strictly between us.
Açıkçası dünya yuvarlak değil.
- Strictly speaking, the earth is not round.
Bu, açıkçası, bir hata.
- This is, strictly speaking, a mistake.
Doğrusunu istersen, domates sebze değildir, bilakis meyvedir.
- Strictly speaking, tomatoes aren't vegetables, but rather fruits.
Annem davranışlar hakkında katıdır.
- My mother is strict about manners.
Amerika'da insan haklarını korumak için katı yasalar vardır.
- America has strict laws to protect human rights.
Sıkı bir diyet takip etmek önemlidir.
- It's important to follow a strict diet.
Kompozisyon yarışması için giriş şartları çok sıkıdır.
- The entry requirements for the essay competition are very strict.
Doğrusunu istersen, domates sebze değildir, bilakis meyvedir.
- Strictly speaking, tomatoes aren't vegetables, but rather fruits.
Açıkçası, bu bir hata.
- This is, strictly speaking, a mistake.
Açıkçası dünya yuvarlak değil.
- Strictly speaking, the earth is not round.
Öğretmen öğrencilerine karşı otoriter.
- The teacher is strict with his students.
Ebeveynlerimin her ikisi de otoriter değil.
- Both of my parents are not strict with me.
Sigara içmek kesinlikle yasaktır.
- Smoking is strictly prohibited.
Sigara içmek kesinlikle yasaktır.
- Smoking is strictly forbidden.
İlişkimiz tam anlamıyla profesyonel.
- Our relationship is strictly professional.
Siyasete ilgim tamamen akademik.
- My interest in politics is strictly academic.
Alice sert annesinden korkmuştu.
- Alice was frightened of her strict mother.
Öğretmenimiz serttir ve henüz o kibardır.
- Our teacher is strict, and yet, he is kind.
He adhered strictly to the diet his doctor prescribed.
That term refers strictly to smaller birds.
strict ligature.
to pay strict attention.
strict fiber.
very strict in observing the Sabbath.
to understand words in a strict sense.