Ben sadece ağır bir hastalık atlattım.
- I just got over a severe illness.
Tom'un şiddetli bir baş ağrısı var.
- Tom has a severe headache.
Bu yıl şiddetli bir kış var.
- We have a severe winter this year.
Patronumun yüzündeki ifade sertti.
- The look on my boss's face was severe.
O, çocuklarına karşı sertti.
- He was severe with his children.