stressiz

listen to the pronunciation of stressiz
Türkisch - Englisch
stressless
stress-free
stress free
stres
stress

Tom's job creates extreme stress. - Tom'un işi aşırı stress yaratıyor.

Tom has a very stressful job. - Tom çok stresli bir işi var.

stres
the jitters
stres
jitter
stres
(Ticaret) trauma
stres
tension
stres
jitters
stres
stress to
stres
med. stress
stres
stress, tension, the jitters
stres
state
Türkisch - Türkisch
Stresi olmayan, stresi bulunmayan
stres
Kaygı, üzüntü
stres
insanın bedensel ve ruhsal dengesini bozan her türlü etkene verilen ad
stres
Gerginlik
stres
Ameliyat şoku, aşırı yorgunluk, üzüntü, travma, soğuk, heyecan vb. etkenlerin organizmada, iç organlarda ve metabolizmada oluşturduğu bozuklukların tümü
stressiz
Favoriten