Kazadan sonraki bir ay boyunca, sadece pipet kullanarak sıvı tüketebildi.
- For the first month after the accident she could only drink liquids through a straw.
Garsonun bana bir pipet getirmesini ister misin?
- Will you ask the waitress to bring me a straw?
Tom onu son gördüğümde bir hasır şapka giyiyordu.
- Tom was wearing a straw hat the last time I saw him.
Tom bir hasır şapka ve güneş gözlüğü takıyordu.
- Tom was wearing a straw hat and sunglasses.
Devenin belini kıran son saman çöpü.
- The last straw breaks the camel's back.
Bir geleneksel Kore saman ayakkabısı bile bir çifte aittir.
- Even a (traditional Korean) straw shoe belongs to a pair. (literal)
Tom bir kamışla çikolatalı sütü içerken yemek odası masasına oturdu.
- Tom sat at the dining room table, drinking chocolate milk through a straw.
Kazadan sonra ilk bir ay sadece bir çubuk vasıtasıyla sıvı şeyler içebildi.
- For the first month after the accident she could only drink liquids through a straw.
Boğulan bir insan saman çöpünü tutmaya çalışır.
- A drowning man will catch at a straw.
Devenin belini kıran son saman çöpü.
- The last straw breaks the camel's back.
Boğulan bir insan saman çöpünü tutmaya çalışır.
- A drowning man will catch at a straw.
Tom en kısa çöpü çekti.
- Tom drew the shortest straw.
Tom bir hasır şapka ve güneş gözlüğü takıyordu.
- Tom was wearing a straw hat and sunglasses.
O, kendini güneşten korumak için bir hasır şapka satın aldı.
- He bought a straw hat to protect himself from the sun.
They drew straws to see who had to wash the dishes.
I never met his mother, so I'm grasping at straws for an appropriate gift for her.
straw colour:.
straw hat.
... AND THROW IN SOME OF THOSE GLOW-IN-THE-DARK STRAWS. ...