O sessizce oturdu ve doğruca ona bakıyordu.
- He sat in silence and was looking straight ahead of him.
Tom tam karşıda bakarken tek başına oturuyordu.
- Tom sat alone, staring straight ahead.
Tom dosdoğru bakarken tek başına oturuyordu.
- Tom sat alone, staring straight ahead.
Dümdüz yürümeye devam edin.
- Keep walking straight ahead.
Lütfen dümdüz ilerleyin.
- Please go straight ahead.