Savaş sırasında birçok tarihi binanın tahrip edilmesi üzücü.
- It's sad that many historical buildings got destroyed during the war.
Bu şehirde birçok tarihi eser var.
- This city has many historical buildings.
Sana hikayeyi kim anlattı?
- Who told you the story?
Hikâye doğru görünüyor.
- The story seems true.
Hikâyesi doğru olmayabilir.
- His story may not be true.
Hikâye doğru görünüyor.
- The story seems true.
Ben iki katlı bir evde yaşarım.
- I live in a two story house.
Onun gösterdiği fotoğraf onun hikayesine renk kattı.
- The photo he showed added color to his story.
Birçok önemli tarihsel olaylar M.Ö 7000 yıllarında gerçekleşti.
- Many important historical events took place 7000 years B.C.
O film önemli tarihsel olayların son derece yanlış bir tasviriydi.
- That film was an extremely inaccurate portrayal of key historical events.
Söylenti Mary'nin boşanmak istemesi.
- The story is that Mary wants a divorce.
Bu, basit İngilizce ile yazılmış bir hikaye.
- This is a story written in simple English.
Bu İngilizce yazılmış bir hikayedir.
- This is a story written in English.
Amcam bana masalı bir fıkra gibi anlattı.
- My uncle told me the story by way of a joke.
Tom için bir uyku masalı okur musun?
- Would you mind reading a bedtime story to Tom?
Bu destansı bir hikaye.
- This is an epic story.
O, hikayeyi yalanlamak için acele etti.
- She hastened to deny the story.
Onun hikayesi gerçek olamaz. O sık sık yalan söyler.
- Her story can't be true. She often tells lies.
Kızın hakkındaki öykü, haberlerdeydi.
- The story about the girl was in the news.
Oğlana gönderilen mektupta ilginç bir öykü vardı.
- There was an interesting story in the letter to the boy.
Zengin bir tarihsel mirasımız var.
- We have a rich historical heritage.
İran körfezi, İran halkındaki tarihsel kimliğin bir parçasıdır.
- Persian Gulf is an element of historical identity of Iranian People.
Şu ikizler hakkındaki gazete makalesini hatırlattım.
- I recalled a newspaper story about those twins.
Sana bir hikaye anlatmak istiyorum.
- I want to tell you a story.
Hikaye anlatmak ister misin, yoksa benim anlatmam mı gerekiyor?
- Do you want to tell the story, or should I?
Our shop was on the fourth story of the building — we had to install an elevator.
What will she do without being able to watch her stories?.