Fabrika işçilerinin ailelerinin okullara, hastanelere ve mağazalara ihtiyaçları vardır, bu yüzden bu hizmetleri sağlamak için daha fazla insan bölgede yaşamak için gelir. Böylece bir şehir gelişir.
- The families of the factory workers need schools, hospitals, and stores, so more people come to live in the area to provide these services, and thus a city grows.
Serseri grupları yiyecek aramak için mağazalara zorla girdi.
- Mobs broke into stores looking for food.
Bu kutuları depolamak için yeterli yerim yok.
- I don't have enough space to store these boxes.
İstediğimiz her şey ile tıka basa dolu olan bir depoda açlıktan ölen ilk milletiz.
- We are the first nation to starve to death in a storehouse that's overfilled with everything we want.
Depoyu kilitlemeyi unuttum.
- I forgot to lock the storeroom.
Mağaza ne zaman açılıyor?
- What time does the store open?
Amcamın cadde boyunca bir mağazası var.
- My uncle has a store along the street.
Dükkan tiyatronun tam karşısında.
- The store is just across from the theater.
Likör dükkânından bir şişe bira satın aldım.
- I bought a bottle of beer at the liquor store.
Saman ahırda depolanır.
- Hay is stored in the barn.
Tom'un eşyasını bir yere depolaması gerekiyordu, bu yüzden ona bizim garaja koyabileceğini söyledim.
- Tom needed to store his stuff somewhere, so I told him he could put it in our garage.
Onun büyük bir gıda stoku var.
- He has a large store of food.
Mağazada Tom için form doldurmak zorundayım.
- I have to fill in for Tom at the store.
O kitap sadece bir mağazada mevcut.
- That book is available in only one store.
Bu çanta herhangi bir mağazada mevcut değildir.
- This bag is not available in any store.
The main store of 1000 36-bit words seemed large at the time.
This operation stores the result on the stack.
This building used to be a store for old tires.
I need to get some milk from the grocery store.
I'll store these books in the attic.
... They're taking it to 1,800 stores, 40 different ...
... of that inspiration was competition. Baseball makes progress; stores make progress in how ...