O, bir süre burada kaldı.
- He stayed here for a while.
Soruyu bir süre düşünüp taşındı.
- She pondered the question for a while.
Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.
- I want to leave these packages for a while.
Bir süredir seni görmedim.
- I haven't seen you for a while.
Ben bir süredir buradayım.
- I've been here for a while.
Bir süre için gitmiş olabilirim.
- I might be gone for a while.
Tom ve Mary bir süre için birbirlerini göremeyecekler.
- Tom and Mary probably won't see each other for a while.