Herkes stoklarını satmaya çalıştı.
- Everyone tried to sell their stocks.
Enerji stokları karışıktı.
- Energy stocks were mixed.
O stok dışı, sana yeniden kullanma hakkı verebilirim.
- It's out of stock, but I can give you a rain check.
Stokta yüzlerce kayıtlarımız var.
- We have hundreds of records in stock.
Şirketin hisse senedi fiyatı dün fırladı.
- The company's stock price jumped yesterday.
Hisse senedinin yükseleceğinin bir garantisi yok.
- There's no guarantee that the stock will go up.
Lütfen sekreterden ofis malzemelerini, depo odasına stok etmesini isteyin.
- Please ask the secretary to stock the office supplies in the storage room.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
- Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Şu an stoklarımız tükendi.
- We're out of stock now.
Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.
- In the Tokyo stock market, stocks of about 450 companies are traded over the counter.
Tokyo borsasında, yaklaşık 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.
- In the Tokyo stock market, stocks of about 450 companies are traded over the counter.
Lütfen sekreterden ofis malzemelerini, depo odasına stok etmesini isteyin.
- Please ask the secretary to stock the office supplies in the storage room.
Hem hisse senetlerinde hem de tahvillerde tasarrufların var mı?
- Do you have savings in both stocks and bonds?
stock sizes.
We have a stock of televisions on hand.
The store stocks all kinds of dried vegetables.
He gave me a stock answer.
Lay in a stock of wood for the winter season.
... I just thought, I can broke stocks. [ Laughter ] ...