Yabancı dil bilgisi, beyin etkinliğini uyarır.
- Knowledge of foreign languages stimulates brain activity.
Ekonomiyi canlandırmak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.
- We must do everything we can to stimulate the economy.
O ders beni gerçekten teşvik etti.
- That lecture really stimulated me.
Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı.
- Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate.
Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.
- Falling interest rates have stimulated the automobile market.
Harcanan para ekonomiyi canlandırıyor.
- Spending money stimulates the economy.
... individually in response to different needs and stimulate he also believe this ...
... and has all brain we close down to further stimulate if you checked it ...