Hemingway had a poor writing style.
- Hemingway'in kötü bir yazma stili vardı.
I want the same style of jacket as yours.
- Seninki ile aynı stil ceket istiyorum.
I want the same style of jacket as yours.
- Seninki ile aynı stil ceket istiyorum.
Hemingway had a poor writing style.
- Hemingway'in kötü bir yazma stili vardı.
This style of hairdressing first appeared in the early 19th century.
- Kuaförlüğün bu stili 19. yüzyılın başlarında ilk kez görüldü.
I want the same style of jacket as yours.
- Seninki ile aynı stil ceket istiyorum.
Lechery, lechery, still wars and lechery; nothing else holds fashion.
Still waters run deep.
Tom is tall; Dick is taller; Harry is still taller.
I’m not hungry, but I’ll still manage to find room for dessert.
Hepaticology, outside the temperate parts of the Northern Hemisphere, still lies deep in the shadow cast by that ultimate closet taxonomist, Franz Stephani—a ghost whose shadow falls over us all.
Still that animal before it hurts someone.
any drop of slombring rest / Did chaunce to still into her wearie spright .
Japonya durgunluktan kurtulmak için hala mücadele veriyor.
- Japan is still struggling to emerge from recession.
Sessiz bir köpekten ve durgun bir sudan sakının.
- Beware of a silent dog and still water.
Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır.
- France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea.
Sen olmasaydın, o hâlâ hayatta olacaktı.
- If it hadn't been for you, he would still be alive.
Tom hareketsiz duruyordu.
- Tom was standing still.
Hareketsiz yatman gerekiyor.
- You need to lie still.
Yine de, savaş bitmedi.
- Still, the war was not over.
Tom ve Mary çok tartışırlar ama yine de birlikte oldukça iyi geçinirler.
- Tom and Mary argue a lot, but they still get along quite well together.
Merhaba? Hâlâ burada mısın?
- Hello? Are you still here?
Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır.
- France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea.
Çok hatası var. Buna rağmen onu severim.
- She has a lot of faults. Still, I like her.
Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var.
- All the same, we still need a scientific account of how exactly pains are caused by brain processes.
Henüz karar vermedim.
- I still haven't decided yet.
Tom henüz Boston'da yaşamıyor.
- Tom still doesn't live in Boston.
Tom'un mezun olmadan önce gideceği bir ayı daha var.
- Tom still has one more month to go before he graduates.
Onunla kıyaslarsak, ben hâlâ daha büyüğüm.
- In comparison to him, I am still older.
Fiyatlar daha da artacak.
- Prices are going to rise still further.
Yine de, savaş bitmedi.
- Still, the war was not over.
Tom elinden geleni yaptı, ama yine de dersleri geçemedi.
- Tom did the best he could, but he still wasn't able to pass the course.
Bazen onu yapmak hâlâ hoşuma gidiyor.
- I still like to do that sometimes.
İster Tom'dan hoşlan istersen hoşlanma, hâlâ onunla çalışmak zorundasın.
- Whether you like Tom or not, you still have to work with him.
Sessiz bir köpekten ve durgun bir sudan sakının.
- Beware of a silent dog and still water.
Sabit diskime hâlâ format atamadım.
- I still couldn't format my hard disk.
Sabit bir biçimde durarak elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı.
- Sitting still he tried to put his best foot forward.
Tom'un kıpırdamadan durma sorunu var.
- Tom has trouble standing still.
Askerler sessiz kaldılar.
- The soldiers remained still.
Tom bir an için sessiz oturamaz.
- Tom can't sit still for a moment.
Tom on üç yaşındayken yazdığı bir şiiri hala ezbere okuyabiliyor.
- Tom can still recite a poem he wrote when he was thirteen.
Tom hâlâ şiirler yazar.
- Tom still writes poems.
Lütfen tamamen sakin kal.
- Please remain perfectly still.
Tom kusursuzca sakin durdu.
- Tom stood perfectly still.