still having the stated quality

listen to the pronunciation of still having the stated quality
Englisch - Türkisch

Definition von still having the stated quality im Englisch Türkisch wörterbuch

still
hareketsiz

Tom hareketsiz duruyordu. - Tom was standing still.

Ellerinizi hareketsiz tutun. - Keep your hands still.

still
hâlâ

Sen olmasaydın, o hâlâ hayatta olacaktı. - If it hadn't been for you, he would still be alive.

Binlerce insan Bhopal Gaz Trajedisi'nde hayatlarını kaybetti ve bugün bile yüzlerce, hatta binlerce insan hâlâ zehirli gazın kötü etkilerinden muzdariptir. - Thousands of people lost their lives in the Bhopal Gas Tragedy, and even today hundreds of thousands of people still suffer from the ill-effects of the poisonous gas.

still
buna rağmen

Çok hatası var. Buna rağmen onu severim. - She has a lot of faults. Still, I like her.

Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var. - All the same, we still need a scientific account of how exactly pains are caused by brain processes.

still
{i} içki fabrikası
still
{i} sükunet
still
{f} sakinleşmek
still
(İnşaat) durgun, duran, hala
still
durgunlaşmak
still
amma
still
damıtma aygıtı
still
akıntısız
still
durgun,fa.hala: adj.hareketsiz
still
sessizlik
still
{s} köpüksüz (şarap)
still
{s} rüzgârsız; esintisiz
still
bağ. bununla beraber, bununla birlikte: I'm sorry about this. Still, I'm sure that in the end it's for the best. Üzgünüm. Bununla beraber
still
daima
still
(sıfat) durgun, hareketsiz, sakin, sessiz, köpüksüz
still
{s} köpüksüz
Englisch - Englisch
still
still having the stated quality

    Silbentrennung

    still ha·ving the sta·ted qua·li·ty

    Türkische aussprache

    stîl hävîng dhi steytıd kwälıti

    Aussprache

    /ˈstəl ˈhavəɴɢ ᴛʜē ˈstātəd ˈkwälətē/ /ˈstɪl ˈhævɪŋ ðiː ˈsteɪtəd ˈkwɑːlətiː/
Favoriten