O çok kabiliyetli ve yetenekliydi.
- He was very gifted and talented.
O, kabiliyetli bir yazar.
- He's a talented writer.
Müzik için yetenek onların kanında akar.
- Talent for music runs in their blood.
Amatör şarkıcı eller aşağı yetenek yarışmasında birincilik ödülünü almıştır.
- The amateur singer won first in the talent show hands down.
Tom on parmağında on marifet olan bir insan.
- Tom is a man of many talents.
Herkesin doğal yetenekleri var.
- Everyone has natural talents.