Burada ölmek istemiyorum.
- Ich will hier nicht sterben.
Niçin ölmek istiyorsun?
- Warum willst du sterben?
Bazen kardiyovasküler hastalığın ilk belirtisi ölümdür.
- Sometimes the first symptom of cardiovascular disease is death.
Kaza çok fazla ölüme neden oldu.
- The accident has caused many deaths.
Çalmaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederim.
- I would rather starve to death than steal.
Teslim olmak zorundaysam, ölmeyi tercih ederim.
- If I had to surrender, I'd rather choose death.
İnsan ölümlerinin çoğuna, sigara dumanı neden olmuştur.
- A lot of human deaths are caused by smoking cigarettes.
Ölümden önce hayat var mıdır?
- Is there life before death?
O, babasının ölümünden sonra işle ilgilendi.
- He took care of the business after his father's death.
Babasının ölümünden sonra firmanın sorumluluğunu o aldı.
- He took charge of the firm after his father's death.
Savaş kente ölüm ve yıkım getirdi.
- The war brought about death and destruction in the city.
Onlar söylenemeyecek miktarda ölüm ve yıkıma neden oldular.
- They caused an untold amount of death and destruction.