steno

listen to the pronunciation of steno
Englisch - Türkisch
{i} steno makinesi
steno ile yazmak
{i} stenografi

Ben stenografi okumayı seçtim. - I chose to study stenography.

Stenografi okumaya karar verdim. - I decided to study stenography.

{i} steno
steno-
ufak
steno-
(önek) dar
Türkisch - Türkisch
Stenografi işaretleriyle herhangi bir metni konuşma hızıyla yazan kimse, stenograf: "O hazırladığım nutku, sonra şehir adına, gece, fener alayında, Mustaf Kemal'in çıkıp halkı selamladığı balkona fırlayarak söyledim, stenolar olduğu gibi zapt etmişler."- B. K. Çağlar
Stenografi kelimesinin kısaltılmış biçimi
imyazar
Hızlı yazmaya elverişli, kısa ve yalın imlerden oluşan yazı yöntemi
Söylenen sözleri çabuk yazmaya elverişli bir yazı yöntemi
Stenografi işaretleriyle herhangi bir metni konuşma hızıyla yazan kimse, stenograf
çabuk yazmaya elverişli bir yazı yöntemi
Kısa ve yalın işaretlerden oluşan bir yazı yönteminin kısa yazılışı
stenograf
Englisch - Englisch
a stenographer, someone whose job is to take dictation in shorthand
{i} stenographer, shorthand writer; stenography, shorthand
pref. narrow, small
steno pad
a pad of paper specially designed for use taking dictation in shorthand
steno-
Forms terms relating to narrow or restricted
steno-
Narrow; small: stenotopic
Nicolaus Steno
Danish Niels Steensen or Niels Stensen born Jan. 10, 1638, Copenhagen, Den. died Nov. 26, 1686, Schwerin, Prussia Danish geologist and anatomist. An eminent physician, in 1660 he discovered the parotid salivary duct (Stensen's duct). In his geologic observations, he was the first to realize that the Earth's crust contains a chronological history of geologic events that might be deciphered by careful study of rock strata and fossils, which he identified as the remains of ancient living organisms. In 1669 he made the fundamental crystallographic discovery that all quartz crystals have the same angles between corresponding faces. He later abandoned science for religion and became a priest in 1675
Türkisch - Englisch
stenography

I decided to study stenography. - Stenografi okumaya karar verdim.

I chose to study stenography. - Ben stenografi okumayı seçtim.

(Denizbilim) steno-
tachygraphy
steno
shorthand

I have decided to learn shorthand. - Steno öğrenmeye karar verdim.

Tom learned shorthand from Mary. - Tom Mary'den stenografi öğrendi.

shorthand, stenography
stenograph

The court stenographer made a mistake. - Mahkeme stenografı bir hata yaptı.

I decided to study stenography. - Stenografi okumaya karar verdim.

steno, stenographer
steno bilen
shorthand
steno daktilo
stenographer
steno harfi
stenograph
steno ile yazmak
stenograph
steno ile yazmak
steno
steno işareti
stenotype
steno makinesi
stenotype
steno makinesi
stenograph
steno makinesi
steno
steno

    Silbentrennung

    sten·o

    Türkische aussprache

    stenō

    Aussprache

    /ˈstenō/ /ˈstɛnoʊ/

    Etymologie

    [ 'ste-(")nO ] (noun.) 1913. a clipping of stenographer
Favoriten