Dur çizgisinde duruyorsun.
- You're stopping on the stop line.
Neden Boston'da duruyoruz?
- Why are we stopping in Boston?
Fırtınanın durması söyle dursun, çok daha fazla yoğunlaştı.
- Far from stopping, the storm became much more intense.
Şimdi bir süre durmamın benim için bir sakıncası yok.
- I wouldn't mind stopping for a while now.
Tom'u durdurmanın imkanı yoktu.
- There was no stopping Tom.
Arabayı durdurmaya ve biraz dinlenmeye ne dersin?
- How about stopping the car and taking a rest?