Sağanak yağmur nedeniyle maç durduruldu.
- The match was stopped due to a thunderstorm.
Dün gece bir polis arabası tarafından durduruldum.
- I was stopped by a police car last night.
Saat durmuş. Yeni bir pil gerekli.
- The clock has stopped. It needs a new battery.
Bir gökkuşağı belirmeden önce, hemen hemen yağmur durmuştu.
- Scarcely had the rain stopped before a rainbow appeared.