İkimiz de şaşkınlık içinde gülümsedik.
- We both smiled in amazement.
O şaşkınlık içinde baktı.
- She looked in amazement.
Tom hayret içinde Mary'ye baktı.
- Tom looked at Mary in amazement.
Bana hayretle baktı ve tek kelime bile etmeden gitti.
- She simply stared at me in amazement and went away without saying a word.
If I were to tell you the whole truth, you would be amazed.
- Du würdest staunen, wenn ich dir die ganze Wahrheit sagte.