Kahve yerine çay içmek istiyorum.
- Ich hätte gerne Tee statt Kaffee.
Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
- Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
- In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
Tom onun yerine Mary'nin terfi alması gerçeğine kızdı.
- Tom resented the fact that Mary got the promotion instead of him.
Onun yerine, erkek kardeşim tutuklandı.
- Instead of him, my brother was arrested.
The data suggest that the optimum length of a lecture may be 30 instead of 60 minutes.
- Die Sachverhalte deuten an, dass die optimale Dauer einer Vorlesung 30 statt 60 Minuten wäre.
If you want to seduce this douche, then you'll have to start painting your nails red instead of chewing them.
- Wenn du diesen Deppen verführen willst, dann musst du anfangen, dir die Nägel rot zu lackieren, statt sie abzukauen.