Çay ve kahve, güne başlamaya yardımcı olur.
- Tea and coffee helps to start the day.
Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.
- I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.
Ne zaman yola çıkmak için hazırlanmaya başlayacaksın?
- When will you start getting ready to leave?
Güne başlamak için güzel bir fincan kahveden daha iyi bir şey yoktur.
- There's nothing better than a good cup of coffee to start off the day.
Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.
- I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.
Fransızca öğrenmeye başlamak istiyorum. Çalışmak için bana biraz malzeme tavsiye edebilir misin?
- I want to start learning French. Can you recommend me any materials to study with?
Geçen yıl bu şirket için çalışmaya başladım.
- I started working for this company last year.
Tom otuzuna kadar Fransızca çalışmaya başlamadı.
- Tom didn't start to study French until he was thirty.
Onlar kalkış sinyalini bekliyorlardı.
- They were waiting for the signal to start.
Her hafta başında, ben hem yorgunum hem de mutluyum.
- At the start of every weekend, I am both tired and happy.
Tom otuzların başında kel olmaya başladı.
- Tom started going bald in his early thirties.
Kaba kuvvet kullanırsan savaş başlatırsın.
- Act too forcefully and you'll start a war.
Toplantıyı şimdi başlatalım mı?
- Shall we start the meeting now?
When do the schools start back? - Okullar ne zaman açılıyor?.
I stopped breastfeeding, Now I want to start back - Bebeğimi emzirmeyi bıraktım. Şimdi tekrar başlamak istiyorum.
Çocuklar kanapenin üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
- The children started bouncing up and down on the couch.
Tom yatağın üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
- Tom started bouncing up and down on the bed.
Bir avans almak istiyorum.
- I'd like to get a head start.
Makineyi çalıştırmak için bu butona basın.
- Press this button to start the machine.
Arabamı çalıştırmak için atlamam gerekiyor.
- I need to jump start my car.
Onun planı pazartesi günü başlamaktı.
- His plan was to start on Monday.
Çok uzun bir tatil birini tekrar işe başlamak için isteksiz yapar.
- Too long a holiday makes one reluctant to start work again.
Yakında sınıfı başlatmak için çalışacağız.
- We'll attempt to start the class soon.
Tom'la bir döğüş başlatmak çok iyi bir fikir değildi.
- Starting a fight with Tom wasn't such a good idea.
Tom beni daha avantajlı başlattı.
- Tom gave me a head start.
Biz erken bir başlangıç yaptık.
- We got an early start.
Tom yeni bir başlangıç yapabilmeyi diliyor.
- Tom wishes he could make a fresh start.
Onun, Paris'e hareket ettiği gün yağmurlu idi.
- The day she started for Paris was rainy.
Biz altıda orada olacaksak, şimdi hareket etmek zorundayız.
- If we are to be there at six, we will have to start now.
Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.
- I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.
Güne başlamak için güzel bir fincan kahveden daha iyi bir şey yoktur.
- There's nothing better than a good cup of coffee to start off the day.
Tom bilgisayarını başlatamıyor.
- Tom can't get his computer to start up.
Yeniden başlamak zorundayız.
- We have to start over again.
Yeniden başlamak için çok yaşlıyım.
- I'm too old to start over.
Onunla bir aile kurmak istedim.
- She wanted to start a family with him.
Dan ve Linda bir aile kurmak için hazırdı.
- Dan and Linda were ready to start a family.
Tom kesinlikle bir döğüşü başlatmak istiyor gibi görünüyor.
- Tom certainly looks like he wants to start a fight.
Tom bugün bir kavga başlatmak için buraya geldi.
- Tom came here today looking to start a fight.
Geçen yıl bu şirket için çalışmaya başladım.
- I started working for this company last year.
Tom otuzuna kadar Fransızca çalışmaya başlamadı.
- Tom didn't start to study French until he was thirty.
Ne zaman yola çıkmak için hazırlanmaya başlayacaksın?
- When will you start getting ready to leave?
Seni ürkütmek istemedim.
- I didn't mean to startle you.
Biz altıda orada olacaksak, şimdi hareket etmek zorundayız.
- If we are to be there at six, we will have to start now.
İstasyona vardığımda tren tam hareket etmek üzereydi.
- The train was just on the point of starting when I got to the station.
Birkaç dakika içinde başlamak için hazır olacağız.
- We'll be ready to start in a few minutes.
we could, with the greatest ease as well as clearness, see all objects (ourselves unseen) only by applying our eyes close to the crevice, where the moulding of a panel had warped or started a little on the other side.
The movie was entertaining from start to finish.
He woke with a start.
I started from my sleep with horror.
Jones has been a substitute before, but made his first start for the team last Sunday.
The rain started at 9:00.
To avoid starting off on the wrong foot with your boss, make sure you understand what she expects you to do.
I forgot to save my work, and I had to start over.
They started up playing.
The engine started up right away.
He 'started up when he heard the scream.
Give me some advice. I don't want to start off on the wrong foot. Tim stepped off on the wrong foot in his new job.
After the past disputes between the two countries, both sides decided to make a fresh start by agreeing to trade with each other again.
His father's money gave him a head start in life.
JACKRABBIT START ... The sudden acceleration of a motor vehicle from a standing stop. ... The analogy is to a jackrabbit (q.v.) leaping suddenly from cover and bounding quickly away when disturbed by a dog or a hunter.
I left my headlights on all night. Could you give me a jump-start?.
The motorcycle requires a kick start.
To kick start your learning, let's summarize the basics.
... or any start up. ...
... So if I were running a start-up like yours, I would ...