Bugün bir sığırcık gördüm.
- Today, I saw a starling.
Gökyüzünde görülen çok sayıda yıldızlar vardı.
- There were several stars to be seen in the sky.
Avrupa Birliği bayrağındaki on iki yıldız, birliğin on iki kurucu üyesini sembolize etmemektedir. O, on iki havariyi sembolize etmektedir.
- The twelve stars on the flag of the European Union do not symbolize the twelve founding members of the union. They symbolize the Twelve Apostles.
Çocuklar kanapenin üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
- The children started bouncing up and down on the couch.
ENERGY STAR, işletmelerin ve bireylerin tasarruf yapmasına ve üstün enerji verimliliği ile iklimimizi korumasına yardımcı olan bir ABD Çevre Koruma Ajansı gönüllü programıdır.
- ENERGY STAR is a U.S. Environmental Protection Agency (EPA) voluntary program that helps businesses and individuals save money and protect our climate through superior energy efficiency.
Starbucks kahve satın almak için en iyi yerdir.
- Starbucks is the best place to buy coffee.
Her an yağmaya başlayacak gibi. En iyisi şemsiye almak.
- It looks like it will start pouring any second now. Better take an umbrella.
Biz çıkmaya başladığımızda Tom'un ünlü olduğunu bilmiyordum.
- I didn't know Tom was famous when we started dating.
Tom ünlü bir film yıldızıdır.
- Tom is a famous movie star.
Tom Noel ağacının üzerine bir yıldız koydu.
- Tom put a star on top of the Christmas tree.
Onu ne kadar çok teşvik ettiğim önemli değil, O, görev üzerinde çalışmaya başlamayı reddediyor.
- No matter how much I prod her, she refuses to start working on the assignment.
Sami mağazada önemli bir yenileme başlattı.
- Sami started a major innovation to the store.
Güneş en parlak yıldızdır.
- The sun is the brightest star.
O küçük yıldız en parlaktır.
- That small star is brightest.
Irkçı değilim, ama ile başlayan her cümle aslında büyük ihtimalle çok ırkçıdır.
- Every sentence that starts with I'm not racist, but is likely to be very racist indeed.
Güneşimizden daha büyük bir sürü yıldız var.
- There exist several stars which are larger than our Sun.
Şanssız bir yıldızın altında doğmuş olan kimse yoktur, sadece gökyüzünü okuyamayan insanlar vardır.
- There is no one who is born under an unlucky star, there are only people who cannot read the sky.
Tom'un başlamak için bir şansı var.
- Tom got a chance to start over.
His teacher tells us he is a star pupil.