stark verbreitet

listen to the pronunciation of stark verbreitet
Englisch - Türkisch

Definition von stark verbreitet im Englisch Türkisch wörterbuch

abundant
{s} bol

Alp çiçekleri burada boldur. - Alpine flowers are abundant there.

Avustralya'da mineraller bol miktarda bulunur. - Australia is abundant in minerals.

prolific
{s} çabuk üreyen
prolific
{s} verimli

Arkadaşım verimli bir yazar olduğumu söylüyor ama aylardır herhangi bir şey yazmadım. - My friends say I'm a prolific writer, but I haven't written anything for months.

abundant
{s} bereketli
abundant
{s} verimli

Ağaç meyve bakımından verimlidir. - The tree is abundant in fruit.

prolific
yediveren
abundant
çok

Şu ülkede petrol çoktur. - Oil is abundant in that country.

Çok büyük pencereler bol doğal gün ışığı sağlar. - Very large windows assure abundant natural daylight.

prolific
doğurgan
abundant
mebzul abundantly bol bol
abundant
{s} dolu
abundant
{s} bereketli; feyizli
prolific
{s} çabuk çoğalan
prolific
(Tıp) Çok yavru verir, mahsuldar, bereketli, verimli, semereli velüt
prolific
semereli
Deutsch - Englisch