stabilizing

listen to the pronunciation of stabilizing
Englisch - Türkisch
(Ticaret) istikrar sağlayıcı
(Hukuk) dengesini sağlamak
(Hukuk) istikrar kazandırmak
stabilize
{f} dengede tutmak
stabilizing anneal
stabilize tavı, dengelestirme tavı
stabilizing fin
(Askeri) İSTİKRAR KANATÇIĞI: Bazı mermi ve bombaların kuyruğunda bulunan ve uçuş esnasında dengenin muhafazasına yardım suretiyle, mermi veya bombanın önce burnu ile çarpmasını sağlayan kanatçık
stabilizing plane
(Askeri) İSTİKRAR SATHI: Bak. "tail"
stabilizing sleeve
(Askeri) İSTİKRAR TULUMU: Uçaktan atılan bir aydınlatma bombasına eklenen ve bombayı iniş sırasında uygun vaziyette tutmaya yarayan bez tulum
stabilize
{f} dengelemek
stabilize
sağlamlaştırmak
stabilize
dengeyi sağlamak
stabilize
dengelenmek
stabilize
(Bilgisayar) sabit
stabilize
stabilize
stabilize
istikrar kazandırmak
austenite stabilizing element
ostenit dengeleştirici element
stabilize
dengele
stabilize
değişmezleştirmek
variance stabilizing transformation
(İstatistik) Varyans durağanlaştırıcı dönüştürüm
current stabilizing circuit
akim duzenleyici devre
ferrite stabilizing element
ferrit dengeleştirici element
stabilize
dengeleyici
stabilize
{f} stabilize etmek
stabilize
uçağın dengesini sağlayan cihaz
stabilize
denge sağlayan kimse veya şey
stabilize
muhkem hale getirmek
stabilize
stabilizer stabilizatör
stabilize
pekiştirici
stabilize
dengede tut,dengele
stabilize
dengesini sağlamak
stabilize
tespit etmek
stabilize
saptamak
Türkisch - Türkisch

Definition von stabilizing im Türkisch Türkisch wörterbuch

stabilize
Stabilize, insanların ve her türden tekerlekli araçların ulaşım amacıyla kullandığı bir yol yapı biçimidir. Ana yapısı olarak sertleştirilmiş toprak zemin üzerine orta büyüklükte çakıllı kum serilip sıkıştırılmasıyla oluşturulur
STABİLİZE
(Hukuk) Düzeltilmiş; birtakım malzeme ile yapılan ve sıkıştırılan yol
stabilize
Kum, çakıl ya da mucurla yapılan ve buldozerle sıkıştırılan yol
stabilize
Silindirle sıkıştırılmış toprak yol
stabilize
Düz duruma getirilmiş
stabilize
Sağlamlaştırılmış
Englisch - Englisch
causing to become stable; "the family is one of the great stabilizing elements in society
causing to become stable; "the family is one of the great stabilizing elements in society"
present participle of stabilize
stabilizing tail
tail affixed to a craft such as an airplane or ship to maintain its stability
stabilize
To make stable

Jody stabilized the table by putting a book under the short leg.

stabilize
become stable or more stable; "The economy stabilized
stabilize
To become stable
stabilize
support or hold steady and make steadfast, with or as if with a brace; "brace your elbows while working on the potter's wheel"
stabilize
means to control movement of soil, spoil piles, or areas of disturbed earth by modifying the geometry of the mass, or by otherwise modifying physical or chemical properties, such as by providing a protective surface coating
stabilize
to attempt to keep something at the same level, to avoid fluctuations
stabilize
{f} make stable; become stable; maintain a given level (also stabilise)
stabilize
become stable or more stable; "The economy stabilized"
stabilize
See: Condition to top
stabilize
sta·bi·lize stabilizes stabilizing stabilized in BRIT, also use stabilise If something stabilizes, or is stabilized, it becomes stable. Although her illness is serious, her condition is beginning to stabilize Officials hope the move will stabilize exchange rates + stabilization sta·bi·li·za·tion the stabilisation of property prices. to become firm, steady, or unchanging, or to make something firm or steady stable
stabilize
to hold steady
stabilize
make stable and keep from fluctuating or put into an equilibrium; "The drug stabilized her blood pressure"; "stabilize prices"
stabilize
or stabilizing means the placing of any bid, or the effecting of any purchase, for the purpose of pegging, fixing, or maintaining the price of a security
stabilize
Provision of medical care that is appropriate to prevent the person’s health condition from deteriorating NCGS 58-50-61(a)(16)
stabilize
To become stable or steady
Türkisch - Englisch

Definition von stabilizing im Türkisch Englisch wörterbuch

stabilize
stabilize
stabilize
stabilized
stabilizing

    Silbentrennung

    sta·bi·liz·ing

    Türkische aussprache

    steybılayzîng

    Aussprache

    /ˈstābəˌlīzəɴɢ/ /ˈsteɪbəˌlaɪzɪŋ/
Favoriten