staatsangehörigkeit

listen to the pronunciation of staatsangehörigkeit
Deutsch - Türkisch
uyruk {f}
en {'şta: tsangıhö: rihkayt} e uyrukluk, yurttaşlık, vatandaşlık
tabiiyet
uyrukluk
Englisch - Türkisch

Definition von staatsangehörigkeit im Englisch Türkisch wörterbuch

citizenship
{i} vatandaşlık

Tom vatandaşlık için başvurdu. - Tom applied for citizenship.

Plan, aktif vatandaşlık hakkında çok konuşuyor. Ama aktif ve tatbiki bir vatandaşlık olmalıdır. - The plan talks a lot about active citizenship. But it must be active and engaged citizenship.

nationality
milliyet

Milliyetim Fransız ama Vietnam kökenliyim. - I have French nationality but Vietnamese origins.

Milliyetlerinden bağımsız olarak herkes çok hoş karşılanıyor. - Everyone is very welcome, independent of their nationality.

nationality
{i} uyruk

Onlar Güney Afrika uyruklular. - They are of South African nationality.

citizenship
yurttaşlık
nationality
ulusallık
nationality
bir ulusa ait olma durumu
nationality
uyrukluk
nationality
ulus
citizenship
uyrukluk
citizenship
{i} hemşehrilik
citizenship
hemşerilik