Definition von sta im Englisch Türkisch wörterbuch
- (Askeri) sistem şeridi A (system tape A)
- station
- {i} terminal
Otobüs terminaline nasıl giderim?
- How do I get to the bus station?
Otobüs otobüs terminalindedir.
- The bus is at the bus station.
- STA clk
- (Askeri) istasyon saati (station clock)
- station
- {i} durak
Bir sonraki durakta trenden in.
- Get off the train at the next station.
Tokyo İstasyonu üçüncü duraktır.
- Tokyo Station is the third stop.
- station
- (Tıp) stasyon
- station
- (Argo) büyük çiftlik
- station
- duralga
- station
- (Askeri) garnizon
- station
- makam
- station
- mevki
Bir insan bulunduğu mevkiyle yargılanmamalıdır.
- A man should not be judged by his station in life.
- Santa
- i., k.dili. Noel Baba
- joint security assistance memorandum; Joint Service Achievement Medal; joint sta
- (Askeri) müşterek güvenlik yardım memorandumu; Müşterek Hizmet Başarı Madalyası; müşterek uzaktan atılan yüzey taarruz füzesi
- station
- {i} karakol
Tom bir kaza raporunu dosyalamak için polis karakoluna gitti.
- Tom went to the police station to file an accident report.
Ben polis. Karakola kadar gelir misiniz? N-neden? Kasabanın ortasında tabancayla ateş etmeye gitmenin bir suç olmadığını düşünemiyor musun?!
- This is the police. Would you mind coming down to the station? W-why? You can't think it's not a crime to go shooting guns off in the middle of town?!
- station
- {i} istasyon (araştırma kuruluşu): agricultural experiment
- station
- vaziyet
- station
- (Askeri) İSTASYON, TELSİZ İSTASYONU: Tam bir telsiz muhabere hizmetini yerine getirecek tali teçhizat ile birlikte müstakil bir alıcı veya verici cihaz ya da alıcı ve verici cihazlar düzeni. Telsiz istasyonu, devamlı veya geçici olarak gördüğü hizmete göre sınıflandırılır
- station
- {i} üs
Nereye giderseniz gidin, istasyonların yanında kaldırımlar üstünde bırakılmış çok sayıda bisiklet görürsünüz.
- Wherever you go, you see a lot of bicycles left on sidewalks near stations.
- station
- ordu veya donanmanın özel bir görevle gönderildiği yer
- station
- bir kimsenin bulunduğu yer
- station
- {i} radyo, TV istasyon
- station
- (Tıp) Duruş, vaziyet, durum, hal
- station
- istasyon ra