sprengen

listen to the pronunciation of sprengen
Deutsch - Türkisch
serpmek; sulamak; patlatmak, havaya uçurmak, berhava etmek; (toplantı/kalabalık) dağıtmak
{prengın} (su) serpmek, sulamak; havaya uçurmak
berhava etmek
patlatmak
havaya uçurmak
in die Luft sprengen
havaya uçurmak (f)
Englisch - Türkisch

Definition von sprengen im Englisch Türkisch wörterbuch

blow
{f} kaçırmak (fırsat)
blow
(rüzgar) esmek
blasting
patlayıcı
blasting
patlama
blow
yanmak
blow
çabuk çabuk solumak
blow
sürüklemek
blow
(sigorta/vb.) atmak
blast away
patlama uzakta
blasting
(Mukavele) kabarma, kabarıp dökülme, patlama
blasting
patlatma
blow
üf

Çocuklar kabarcıklar üflüyor. - The children are blowing bubbles.

Mumu üfleyip söndürme. - Don't blow out the candle.

blow
{f} uçurmak
blow
{f} uçurmak; uçmak: The wind has blown off the chimney cowl. Rüzgâr bacanın külahını uçurdu
blow
{i} yumruk

Tom, Noel yemeğinde ofisteki bir arkadaşı ile yumruk yumruğa girdi. - Tom came to blows with a colleague at the office Christmas lunch.

O yüzüme bir yumruk attı. - He dealt me a blow in the face.

blow
{i} şanssızlık
blow
{f} su fışkırtmak (balina)
blow
{f} soluk soluğa kalmak
blow
{f} çarçur etmek (Argo)