She competed against many fine athletes.
- Çok sayıda iyi sporculara karşı yarıştı.
The food athletes eat is just as important as what kind of exercises they do.
- Sporcuların yedikleri yiyecek tam olarak ne tür egzersizleri yaptıkları kadar önemlidir.
He had the appearance of a sportsman.
- O bir sporcunun görünüşüne sahipti.
He looks like a sportsman, but he is a writer.
- O bir sporcu gibi görünüyor, ama bir yazar.