Ben çok içtikten sonra oda dönmeye başladı.
- The room started to spin after I drank too much.
Güneş ışığında kafam dönmeye başladı ve dinlenmek için çim üzerinde uzandım.
- In the sunlight my head started to spin, and I lay down to have a rest on the grass.
Sen bir basketbol topunu senin parmak ucunda döndürebilir misin?
- Can you spin a basketball on your fingertip?
Dünya'yı döndüren nedir?
- What makes the earth spin?
Park civarında şöyle bir tur atalım.
- Let's go for a spin around the park.
Akşam yemeğinden sonra arabamda kasabanın etrafında kısa bir gezinti yaptık.
- After dinner, we took a spin around town in my car.
Mary'nin kafası dönüyordu.
- Mary's head was spinning.
Çakralar sürekli dönüyor. Eğer olmasalar, fiziksel beden mevcut olamazdı.
- The chakras are constantly spinning. If they weren't, the physical body couldn't exist.
She spun around and gave him a big smile.
One of the planet's moons has a slower spin than the others.
They spin the cotton into thread.
Spin the ball on the floor.
... is constantly falling toward the earth. It doesn't hit the earth, because it spins around ...
... But if you go too fast, the car spins out. ...