Deutsch - Türkisch
Definition von spielzeit im Deutsch Türkisch wörterbuch
- f l. Th. temsil mevsimi; tiyatro dönemi
- (Sport) oyun müddeti
- (e-s Musikstücks) calma müddeti Spielzeug n l. oyuncak(-lar)
- fig. oyun oyuncak
Englisch - Türkisch
Definition von spielzeit im Englisch Türkisch wörterbuch
- run
- döndürmek
- run
- istek
- playtime
- oyun zamanı
- playtime
- tatil saati
- playtime
- oyun zaman
- playtime
- {i} teneffüs
- run
- {i} gösterim
- run
- {f} adaylığını koymak
Tom sınıf başkanlığı için adaylığını koymaktan vazgeçti.
-Tom gave up running for class president.
O, başkanlığa adaylığını koymak istiyor.
-He wants to run for President.
- run
- (Tekstil) pasaj, çorap kaçığı
- run
- (isim) koşu, koşma, yarış, sefer, seyir, gezinti, kaçamak, talep, kaçık, çorap kaçığı, rağbet, otlak, kümes bahçesi, verim, gösterim, süre, devam süresi, sürü, balık sürüsü, çoğunluk, maden damarı, dere, çay, akış
- run
- {i} çorap kaçığı
- run
- (İnşaat) çalışmak, koşmak
- run
- seğirtme
- run
- {f} geçip gitmek
- run
- {f} geçerli olmak
- run
- {f} işlemek, çalışmak; işletmek, çalıştırmak: Who is running this
- run
- {i} seyir
Relevante Übersetzungen
Deutsch - Englisch
Definition von spielzeit im Deutsch Englisch wörterbuch
- run
- playing time
- playtime
- play time
- Spielzeit (Theater)
- season
- Es gibt grünes Licht für eine fünfte Spielzeit.
- A fifth season of the show has been green-lit
- exakt zur Halbzeit / zum Ende der Spielzeit
- on the stroke of half-time / full-time
- nach Ablauf der regulären Spielzeit
- at full time
- reguläre Spielzeit
- full time
- reguläre Spielzeit
- normal time