Bu top o çocuğun servetidir.
- This ball is that boy's treasure.
Tom kağıdı bir top gibi kırıştırdı ve odanın içinde fırlattı.
- Tom crushed the sheet of paper up into a ball and threw it across the room.
Bir top oyununa gitmek ister misin?
- Do you want to go to a ball game?
Bugünkü top oyununun iptal edilmeyeceğini umuyorum.
- I hope today's ball game won't be canceled.
Top yerde bana doğru yuvarlandı.
- The ball rolled on the ground towards me.
Top, yolun karşısına yuvarlandı.
- The ball rolled across the road.