Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

specifically, a kind of fast amble; a rack

listen to the pronunciation of specifically, a kind of fast amble; a rack
Englisch - Türkisch

Definition von specifically, a kind of fast amble; a rack im Englisch Türkisch wörterbuch

pace
{i} (yürürken atılan) adım
a kind of
tarafından
pace
yürürken atılan adım
pace
adim atmak
pace
arşınlamak
a kind of
bir çeşit

Şitaki bir çeşit mantardır. - A shiitake is a kind of mushroom.

pace
adımlamak
pace
koşu ya da yürüyüş hızını belirlemek
pace
bir a dımda katedilen mesafe
pace
{i} uygun adım yürüyüş
pace
{f} adımla

Karanlık olmaya başladığında, ben adımlarımı hızlandırdım. - When it started to get dark, I quickened my pace.

pace
set the için pace yarış veya yürüyüşte sürati tayin etmek
pace
put one through his paces bir kimsenin kabiliyetini denemek
pace
{f} düzene sokmak
pace
(Askeri) (GROUND FORCES) YÜRÜYÜŞ HIZI (KARA KUVVETLERİ): Kara Kuvvetlerinde, önceden belirtilmiş ortalama yürüyüş hızını düzenleyen bir kol veya unsurun hızı
pace
{f} hızını ayarlamak
pace
yürüyüş sürati
pace
{f} bir

Benim bir kalp pilim var. - I've got a pacemaker.

Ben, özellikle Pekin gibi büyük şehirler ile ilgili olarak Çin'i tek bir cümleyle açıklayabilirim. - Çin, yaşam hızı hem hızlı hem de keyifli bir ülkedir. - I can describe China, especially in relation to big cities like Beijing, in one sentence - China is a country whose pace of life is both fast and leisurely.

pace
(fiil) adımlamak, yürümek, volta atmak, düzene sokmak, hızını ayarlamak, rahvan gitmek
pace
{i} hız

Tom işleri kendi hızınızda yapar. - Tom does things at his own pace.

Lütfen çok hızlı yürüme. Sana ayak uyduramıyorum. - Please don't walk so fast. I can't keep pace with you.

pace
(isim) adım, yürüyüş, uygun adım yürüyüş, hız
pace
hatve
Englisch - Englisch
pace