Onun övünmelerini dinlemekten usandım.
- I'm tired of listening to his boasts.
O konuda çok fazla övünme.
- Don't boast too much about that.
O, yetenekleri hakkında övündü.
- He boasted about his skills.
O, birincilik ödülünü kazanmakla övündü.
- She boasted of having won the first prize.