Yanan evden caddeye kıvılcımlar yağdı.
- Sparks rained on the street from the burning house.
Kıvılcımlar her yerde uçuyordu.
- Sparks were flying everywhere.
Ölümle sonuçlanan bıçaklama olayının kıvılcımı, kontrolden çıkan tartışmadan çıkmıştı.
- The fatal stabbing was sparked by an argument that got out of control.
Bir ormanı yakmak için bir kıvılcım yeterli olur.
- A spark would be enough to burn a forest.
Mary'nin gözleri elmas gibi parladı.
- Mary's eyes sparkled like diamonds.
Onun gözleri elmas gibi parladı.
- Her eyes sparkled like diamonds.
... >>Taylor Swift: I think that the song Sparks Fly, the fact that it technically was started ...
... I had this song that I wrote when I was 16. It's called "Sparks Fly." And I played it ...